Bugün öğrenmeyle ilgili bir zihin metodundan bahsedeceğim.
Öğrenmenizi kolaylaştıracak, değişim sürecinizi hızlandıracak ve hedeflerinize ulaşmanızı hızlandıracak bir yöntem bu. Benim de sıkça kullandığım bir yöntem bu arada.
Bu yöntem, psikolog Georgi Lozanov’un bilgiyi öğrenme ve kayıt etme süreçleri hakkında yürüttüğü geniş bir araştırmanın sonucunda ortaya çıkıyor.
Buyrun anlatıyorum.
Çoğumuzun bildiği üzere, beynimizin sol tarafı mantıksal ve nesnel bir biçimde çalışır.
Yani muhakemeden, analizden, hesaplamalardan sorumludur. Mantıkla açıklanamayan ve somut bir karşılığı olmayan şeylere yer yoktur bu bölümde.
Sağ bölüm ise beynimizin daha renkli olan kısımdır. Bütünseldir ve bir durumu tüm yönleriyle kavrar. Sezgisel, müzikal ve yaratıcıdır. Kısaca beynin sanatsal ve hayal kuran bölümüdür.
Mantıklı bilgilerden ve bilgilerin doğrusal bir şekilde sunulmasından uyarılan kısım sol beyindir. Buna karşın sağ beyin, ona sunulan bilgileri gevşeme modundayken daha iyi bir biçimde işler.
Şimdi geliyoruz Lozanov’un keşfettiği şeye:
Şöyle diyor Lozanov: ‘’Beynin her iki tarafı birbiriyle uyum içinde çalıştığında, hızlı bir öğrenme gerçekleşir.’’
Lozanov’un Hızlı Öğrenme Metodu
Lozanov çalışmasında beyin dalgalarının aktivitelerini gruplandırıyor:
Beta: Normal uyanık halimiz. Beynimiz beta durumundayken beynimiz saniyede 14 dalga yayıyor.
Alfa: Gevşemiş halimiz. Beynimiz alfa durumundayken saniyede 8-13 dalga yayıyor. Alfa durumu öğrenme süreci için ideal beyin dalgasıdır.
Teta: Saniyede 5-7 dalga yayıyor.
Delta: Uyku halidir. Saniyede 1.5-4 dalga yayıyor.
Beynimizin bilgiyi aldıktan sonra kayıt etme hızının nasıl arttırılacağıyla ilgilenen Lozanov, şunu keşfediyor:
Derin bir gevşeme halinde, yani alfa durumunda olduğumuzda ve yeni bilgileri alırken klasik (özellikle Barok) müzik dinlersek, sağ ve sol beyinlerimiz senkronize bir hale geliyor ve öğrenmemiz daha hızlı bir biçimde gerçekleşiyor.
Lozanov'un bulduğu yöntem, ilk önce yabancı dil öğreniminde deneniyor:
Yetişkinlerden oluşan bir sınıfta, odanın içinde hafif çalan klasik müzik eşliğinde öğretmen, yabancı dildeki kelimeleri okumaya ve tekrarlamaya başlıyor.
Öğrencilerin zihinlerinde kelimelerin ne kadarını tutabildikleri test edildiğinde, sonuç inanılmaz: Öğrenciler kendilerine sunulan bilgilerin %98’ini hatırlıyorlar.
Keşfettiği teknikten yararlanan Lozanov, 1969 yılında sadece 3 saatlik derslerle öğrencilere 150 yeni sözcük öğretebiliyordu. Daha ileri gevşeme, müzik ve tekrar kombinasyonlarıyla günde 500, daha sonraları 1000 yeni kelimeye kadar çıkarmıştı öğrencilerinin öğrenme hızını.
1974 yılında deney yaptığı özel bir sınıfta 1800 kelime, 1979 yılındaki başa bir deneyde ise 3000 kelimeyle kendi rekorlarını kırıyor Lozanov.
Ve Lozanov bu çalışmalarıyla hızlı öğrenmenin mümkün olduğunu ortaya koymuş oluyor.
Bu arada sadece bilgi öğrenmek için değil, yeni davranışlar ve zihinsel alışkanlıklar geliştirmek için de geçerli bir yöntem bu. İleride bir yazıda da bundan bahsedeceğim.
Size bir sonraki çalışmanıza eşlik edebilecek harika bir de playlist bırakıyorum. Bayıldığım bu playlistin size eşlik edeceği, güzel şeyler öğreneceğiniz harika bir hafta sonu diliyorum.
Ayrıca Bakınız; Tanıdığım En Başarılı İnsanların 5 Ortak Özelliği
Muhteşem 🙏😊