Orta halli bir Ankara ailesinin çocuğu olarak 1991 yılında ODTÜ’yü bitirdiğimde paraya kavuşmak için önümde 3 seçenek vardı: Zengin birisiyle evlenmek, profesyonel kariyer yapmak ya da kendi işimi kurmak.
Bu seçeneklerden birincisi -eğer yol açabileceği duygusal ve sosyal sorunları göğüslemeye hazırsanız- hâlâ geçerli bir yol. Ama diğer ikisinde çok büyük değişim var. Ve bu değişimler bünyelerinde hem büyük tehditler hem de büyük fırsatlar taşıyor.
Önce profesyonel kariyer seçeneğini ve buradaki tehdidi ele alalım:
Modern şirketlerin ortaya çıktığı ilk günden beri profesyonel kariyer belli bir fonksiyonda (örneğin mali işler) hiyerarşinin en alt seviyesinden başlayarak yavaş yavaş yukarı tırmanılan bir yolculuktu.
İş tanımınıza uygun olarak çalışır, performans hedeflerinizi tutturur, yöneticilerinizi memnun eder ve gerekli sabrı gösterirseniz sizi belli bir yaştan sonra sizi güzel günler beklerdi.
Maalesef bugünün teknolojileri bu yolculukla mutlu sona ulaşabilecek insanların sayısını çok azaltıyor.
Yapay zeka ve otomasyon pek çok beyaz yakalı işi ya tamamen ortadan kaldırıyor ya da önemlerini azaltıyor. Gittikçe ucuzlayan, gelişen ve kullanımı kolaylaşan yapay zeka ve otomasyon teknolojilerinin zaman içinde saldırmayacağı profesyonel bir meslek yok gibi.
Özellikle de yaptığınız iş yaratıcılık, risk alma, belirsizlik yönetimi gibi becerilerin öne çıkmadığı bir alandaysa başınız büyük dertte, çünkü teknoloji için daha kolay bir hedef oluşturuyorsunuz.
Öte yandan teknolojinin yarattığı müthiş bir fırsat da var: Artık kendi işinizi kurmanız çok daha kolay.
Bazılarının yaratıcılık ekonomisi, bazılarının da tutku ekonomisi adını verdiği bu yeni eğilimin arkasındaki temel fikir, bir şeyler “yaratabilen” insanların artık yaratımlarını potansiyel müşterilerle çok daha kolay buluşturabilmeleri ve çok daha kolay paraya dönüştürebilmeleri. ("Gelecek yaratıcıların elinde yazımızı hatırlayın.")
Bu arada “yaratmak” ya da “yaratım” gibi sözcükler sizi ürkütmesin. Bir şeyler yaratmak için sanatçı olmanız ya da süper yaratıcı becerilerle donanmış olmanız gerekmiyor. Başkalarının hoşuna giden ya da işlerine yarayan, fiziksel ya da dijital ürünleri ortaya koyabilmeniz yeterli.
Örneğin ben iş hayatı, teknoloji ve gelecek gibi konularda yazılar, kitaplar, eğitimler, podcastler ve videolar üretebilen bir insanım. Yaratımlarımın çok “yaratıcı” olduğunu iddia edemem ama birilerine bir fayda katıyor ya da hoşlarına gidiyor ki onları tüketiyorlar. O halde ben de bir yaratıcılık ekonomisine katılabilirim.
Yaratıcılık ekonomisinin getirdiği ve girişimciliği kolaylaştıran birinci değişim, bu yaratımlarımı potansiyel müşterilerimle buluşturabileceğim platformların sayısında ve çeşitliliğindeki müthiş artış.
Mesela eğitimler yaratabiliyorsam bunları Udemy gibi platformlar üzerinden satabiliyorum. Eğlenceli ya da öğretici videolar çekebiliyorsam Youtube emrimde. Esas yeteneğim yazmaksa Medium gibi platformlarda okurlarımla buluşabilir ve Substack gibi araçlarla onlara abone olabilecekleri bir e-bülten sunabilirim. Ya da bir dijital oyun dahisiysem Twitch’de oyunlarımı canlı yayınlayarak yeteneklerimi sergileyebilirim.
Herkesin yaratıcı yeteneklerine uygun yüzlerce platform var anlayacağınız.
Üstelik yaratıcılık ekonomisi sadece sizi müşterilerinizle kolay buluşturmakla kalmıyor, yaratımlarınızı paraya dönüştürmenizi de müthiş kolaylaştırıyor.
Yukarıdaki platform örneklerine dönecek olursak, Udemy’de eğitimlerinizi satabiliyor, Youtube’da reklam gelirleri elde edebiliyor, Medium’da ücretli bir yazara dönüşebiliyor, Substack’de abonelik için para talep edebiliyor ve Twitch’de hayranlarınızdan parasal destek isteyebiliyorsunuz. Farklı para kazanma seçenekleri sunan yüzlerce platform emrinizde.
Yaratıcılık ekonomisinin oyuncularından birisi olmaya karar verdiğimden beri hem gelirlerim arttı hem de iş hayatımdan çok daha fazla zevk almaya başladım. Öteden beri yazmaya ve anlatmaya meraklı bir insandım ama bunlardan nasıl para kazanabileceğimi bilmiyordum. Şimdi artık hem gittikçe büyüyen bir takipçi kitlesine sahibim hem de hayallerimdeki işi yapıp para kazanabiliyorum.
Daha ne olsun?
Eğer siz de yaratıcılık ekonomisinin nimetlerinden yararlanmayı hayal ediyorsanız yapmanız gerekenler oldukça basit aslında. Aşağıda sunduğum 4 adımlı rehberi izlerseniz, kim bilir, belki siz de yaratıcılık ekonomisinin büyülü dünyasına katılabilir ve hayallerinizdeki iş hayatına kavuşabilirsiniz. (Yanal düşünme ile nasıl yaratıcı olabileceğinizi öğrenmek isterseniz buraya bir bakın, derim.)
Hayallerinizdeki İşe Kavuşmak İçin 4 Adım
Yaratıcılık ekonomisinin nimetlerinden yararlanarak hem hayallerinizdeki işi yapmanızı, hem de bundan tatmin edici miktarda para kazanmanızı sağlayan 4 adımlı bir hareket planını kendi yolculuğumdan örneklerle birlikte sunuyorum.
Adım-1: Ne Yaratacaksınız?
Eğer yaratıcılık ekonomisinin nimetlerinden yararlanmak istiyorsanız ilk atmanız gereken adım insanlara sunacağınız yaratımın ne olacağını belirlemek.
Bu yaratım fiziksel bir ürün ya da dijital bir içerik de olabilir. Ama dijital içeriklerin ölçeklenebilirlik açısından tercih edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Örneğin ben takipçilerime iş hayatında ve yatırımlarında başarılı olmaları için yazı, podcast, e-kitap ve video formatında içerikler sunuyorum.
Yaratım alanınızı seçerken dikkat etmeniz gereken en önemli mesele sunduklarınızın insanların ilgisini çekmesi. Yaratımlarınızla insanların ilgisini çekmenin sonsuz sayıda yöntemi var. Benim uyguladığım veya uygulandığına sıkça rastladığım bazı yöntemler şunlar.
İnsanların bir problemini çözecek tavsiyeler sunmak, onları eğlendirmek ve hoşça vakit geçirtmek, hayatlarında iyi gitmeyen şeyler düzeltmek için ilham vermek, ilgi duydukları alandaki son gelişmeleri paylaşmak, kişisel gelişimlerine katkıda bulunacak eğitici içerikler sunmak…
Tabii seçeceğiniz yaratım alanında kendinizi rahat hissetmeniz çok önemli. Yaratım alanını seçerken kendi bilgileriniz, tecrübeleriniz, yetenekleriniz ve belki de en önemlisi tutkularınız ışığında hareket etmenizi öneriyorum. Çünkü bunlar sunduklarınızın insanların hayatında gerçekten fark yaratan ve sizi rekabetten ayıran unsurlar olacaklar.
Ben çok sevdiğim alanlar olan teknoloji, girişimcilik, yatırım gibi konularda içerikler üretiyorum örneğin. Bu konuları araştırmak adeta kişisel bir hobim olduğundan ve uzun yıllardır bu alanlarda hizmetler verdiğimden içeriklerim de özgün oluyor. Hızla büyüyen bir takipçi kitlesine sahip olmam söylediklerimin en güzel kanıtı.
Adım-2: Doğru Platformu Seçmek
Bugün yaratıcıların yaratımlarını potansiyel takipçilerle veya müşterilerle buluşturabilecekleri sonsuz sayıda dijital platform var.
Instagram, Twitter, Facebook, Snapchat, Tiktok, Youtube, Linkedin gibi sosyal medya siteleri ve Spotify gibi podcast platformları elbette ilk akla gelenler.
Öte yandan eğer insanlara yazılarla ulaşmak ve bu yazıları düzenli olarak e-postalarına göndermek istiyorsanız Revue ve Substack gibi araçları kullanmanız da mümkün. Dijital Oyun becerilerinizi sergileyebileceğiniz Twitch, yazılım uzmanlığınızı konuşturacağınız Github ya da eğitimlerinizi yükleyebileceğiniz Udemy platformları da emrinizdeler.
Ve eğer kendinize ait bir web siteniz olsun istiyorsanız Wix ya da Wordpress gibi platformları kullanarak hiç programlama beceriniz olmasa bile harekete geçebilirsiniz. Bugün bir satır bile kod yazmadan dijital dünyada var olmanız mümkün. Ben de son girişimim olan HaddiniAs.Net isimli web sitemi de dışarıdan hiç destek almadan hayata geçirdim örneğin.
Bu sıraladıklarım sadece birer örnek. Daha onlarca platform var. Ama sizin için doğru olan platformu seçmeniz çok kritik.
Bu seçimi yaparken kuvvetli olduğunuz beceri (örneğin yazmak), üretime ne kadar kadar zaman ayıracağınız (örneğin videolar daha fazla zaman alıyor), teknolojik ve lojistik imkanlar (örneğin eğer podcast yapacaksınız iyi bir mikrofon şart) gibi kriterleri mutlaka göz önüne almanız gerekiyor. Tabii hedeflediğiniz takipçi ya da müşteri kitlesinin hangi platformu tercih ettiğini araştırmanız da şart.
Adım-3: Üretim ve Topluluk İnşaası
Artık yatırım alanınızı ve kullanacağınız platformu seçtiğinize göre sıra yaratım üretme ve topluluk inşaasına geldi. Eğer yeterince büyük ve yaratımlarınızı beğenen bir topluluk geliştirebilirseniz bir sonraki adım olan para kazanmaya rahatlıkla geçebilirsiniz.
Üretim ve topluluk inşaası aşamasının en önemli başarı unsuru disiplin.
Düzenli, sık ve kaliteli paylaşım yapmadan kendinize bir takipçi kitlesi inşaa etmeniz maalesef mümkün değil. Üstelik gerekli paylaşım sıklığı seçtiğiniz platforma göre de değişiyor. Örneğin Twitter’de günde üç, LinkedIn’de günde bir, podcast ya da video platformlarında ise haftada bir paylaşım yakalamanız gereken minimum sayılar.
Elbette yaratımlarınızın hem özde, hem de kullandığınız platformun şekil gereksinimlerinde kaliteli olması gerekiyor. Bu aralar çok odaklandığım Youtube kanalımda içeriklerimin özü kadar, ışıklandırma, ses, arka plan tasarımı gibi detaylarla de ilgilenmem gerekiyor örneğin. Kullandığınız platformun hakkını vermezseniz başarılı olmanız mümkün değil.
Ve en az yaratımlarımızın kalitesi kadar, sizi takip etmeye başlayan insanlarla kuracağınız ilişki de topluluk inşaasından önemli.
Gelen tüm yorumlara hızlı dönüş yapmanız ve izleyici kitlenizle hiçbir iletişim fırsatını kaçırmamanız gerekiyor. İnsanların ilgisini çekmeye çalışan bunca içeriğin içinde kendinize bir yer açmak istiyorsanız özellikle ilk takipçilerinizin kalbini mutlaka kazanmalısınız. Çünkü onların beğenileri, yorumları ve paylaşımları kanalınızın büyümesini çok hızlandıracaktır.
Adım-4: Para Kazanmaya Başlamak
Eğer tercih ettiğiniz platformlarda kendinize anlamlı büyüklükte bir takipçi kitlesi elde etmişseniz artık para kazanma zamanınız da geldi demektir.
Takipçilerinize eğitimler, e-kitaplar gibi dijital ürünler, kulüp üyelikleri, danışmanlık, koçluk, mentorluk hizmetleri satmak akla gelen ilk para kazanma kaynakları. Yaratım platformlarınıza sponsorlar ve reklam verenler bulmanız da mümkün. Ayrıca Patreon gibi platformlar üzerinden bağış da toplayabilirsiniz. Youtube gibi platformların içerik üreticileri ile gelir paylaşım kanalları da mevcut.
Tabii para kazanma aşamasına geçmeden önce yasal ve vergisel meseleleri (örneğin şirket kuracak mısınız?) düşünmeniz de önemli. Ama bunlar çözülmesi çok daha kolay meseleler, siz yeter ki para kazanmanın bir yolunu bulun.
Siz de Yapabilirsiniz
Takdir edersiniz ki oldukça basitleştirilmiş bir plan sundum size.
Seçeceğiniz yaratım alanı, platform ve para kazanma modeline göre bu planın detaylarında düşünülmesi gereken onlarca konu var elbette. Ayrıca mesela doğru platformu seçmek bile uzman desteğini ya da detaylı araştırmaları gerektirebilir, çünkü her platformun kendine özgü başarı unsurlarını öğrenmek hiç de kolay değil.
Ama inanıyorum ki biraz araştırma ve belki de biraz uzman desteği ile siz de pekala yaratıcılık ekonomisinin kazananları arasına katılabilir, yavaş yavaş da olsa hem hayallerinizdeki işi yapmanın, hem de tatmin edici seviyede para kazanmanın yollarını bulabilirsiniz. Yeter ki yola bir çıkın, yaratımlar geliştirin ve gerekli emeği harcayın siz.
(Not: Bu yazı daha önce Onedio sitesinde yayınlanmıştır.)
Eğer hayatınızı dönüştürme cesareti bulmak isterseniz Haddini Aş E Bülten ailemize hevesle bekleriz.
Comments