top of page
Yazarın fotoğrafıPınar Özkent

Kitap Özeti: Yeni Bir Pencere Aç

Güncelleme tarihi: 23 Şub 2023

''Yeni Bir Pencere Aç'', Pınar Özkent'in iş yaşamında sıklıkla bizi yoran, zorlayan, içinden çıkamadığımız duygu ve durumları nasıl yönetebileceğimize dair somut çözüm yolları önermek ve bakış açımızı genişletmek amacıyla yazdığı, nokta atışı tespitler, kendi hayatından verdiği örnekler ve önerilerle dolu bir kitap.

Şu an iş yaşamında sıkışmış hissediyorsanız, yaptığınız işi sıklıkla sorguluyorsanız, yapmak istediğiniz şeyi biliyor ama adım atmak için cesaret bulamıyorsanız veya kariyerinizin liderliğini elinize almak istiyorsanız, mutlaka okumanız gereken bir eser.

Hadi gelin kitabın her bir bölümünde neler anlatıyor, bakalım.

Kitabın tamamını okumak isterseniz, bu linke tıklayarak satın alabilirsiniz.

1. Bölüm: Ben Kimim?

Hepimizin üzerimize türlü sorumluluklar yükleyen birçok kimliği var. (Evlat kimliği, arkadaş kimliği, eş/sevgili kimliği, ebeveyn kimliği)

Profesyonel kimliği üzerimize giydiğimizde ise daha önce hiç tanımadığımız bir ''ben'' ile karşılaşıyoruz ve kendimize yabancılaşıyoruz. Belki daha güvensiz oluyor bu kimlik, belki daha içe kapanık ya da daha hırslı, otoriter…

Yeni kimliğe alışmaya, üzerimize uydurmaya çalışıyoruz.

Kimi zaman kimliklerimiz birbirlerine karışıyor.

Bu karmaşayı çözebilmek ise gerçek bir farkındalıktan geçiyor.

Neye, hangi kimliğinle karar veriyorsun? Hangi duyguyu, hangi kimliğin nedeniyle hissediyorsun?

Bu konu önemli, çünkü;

Profesyonel kimliği üzerine tam oturmuş biri, kariyerinden mutsuzsa, şikayet etmek yerine yepyeni yollar bulur kendine. İstediği hayata sahip olmak için neler yapabileceğini planlar.

Üzerinde düşünmemiz gereken sorular;

  • ''Acaba başarabilir miyim?'' diye sorgulayan sen, aslında kaç yaşındayken böyle hissetmiştin? Kim sana başaramayacağını hissettirmişti? 7-8 yaşındaki çocuk kimliğin sana neler söylüyor?

  • Toplantıda sözü kesilince, yaptığı iş eleştirilince ya da hata yaptığında özgüvenini kaybeden sen, mükemmel olman gerektiğini hissederek büyümüş olabilir misin? Her şeyi doğru yapmak zorunda olduğunu hisseden sen, kaç yaşındasın?

Tüm bu sorular yanıtladığımızda, şunun farkına varacağız:

Aslında biz olduğumuz gibi tamız.

Kendimizi bulduğumuzda, tüm kimliklerimizi özgürleştireceğiz.

2. Bölüm: Yaşamımın Amacı Ne?

Hepimize bir anlam lazım.

İçimizdeki mutluluk, ancak anlamlarımızı gerçekleştirebileceğimizi hissettiğimizde kalıcı olabiliyor. Günümüzün neredeyse 10 saatini geçirdiğimiz işimiz, anlamlarımızı besleyebildiğinde iyi hissediyoruz.

Anlam ise genelde kendi potansiyelimizi büyüttüğümüzde, kendimizi ödüllendirdiğimizde ve başka insanlara fayda yaratıp onları beslediğimizde ortaya çıkıyor.

Aşağıdaki soruları kendimize sorarak, anlamlarımızı keşfedebiliriz:

  • Bu dünyada ne yapıyorum?

  • Neden burada olabilirim?

  • İnsanlara vermek istediğim şey ne?

  • Bu yaşamda neyin peşinden koşmak istiyorum?

  • Kendimle ilgili dünyaya söyleyebileceğim neler var?

  • Gerçekten neyi deneyimlemek ve nasıl yaşamak istiyorum?

  • Zor zamanlarımda beni motive edecek hangi nedenlerim var?

Doyum hissettiğimiz bir yaşamda ilerleyebilmek için bu soruların cevaplarıyla yüzleşmeliyiz.

Anlamlı bir şeyler yaptığımızı hissettiğimizde ve yaptıklarımızın sonuçlarını görebildiğimizde değerli hissediyoruz. Hepimize anlam lazım.

Bu yüzden yaptığımız işin de anlamlarını değiştirebiliriz. Mesela;

''Ben satış temsilcisi değilim. İnsanların yaşamlarını kolaylaştıracak bir üründen faydalanmalarına vesile oluyorum.''

''Ben insan kaynakları çalışanı değilim. Şirkettekilerin evlerine mutlu dönmeleri için çabalayan bir misyonerim.''



3. Bölüm: Hayal Ettiğim Gibi Bir İş Var mı?

Yeteneklerimiz ve değerlerimizle örtüşmeyen, bizden uzak uzmanlık alanlarında çalışamaya çalışarak kendimizi eksiltmek yerine kendimize doğru sorular sorarak hayatımızı değiştirebiliriz.

- Sen hangi alanlarda iyisin?

- Neler yaptığında kendini başarılı ve tatmin olmuş hissediyorsun?

- Kimse sana söylemediği halde ve mecbur olmadığın halde, yapmaktan keyif aldığın, hatta yemek yemeyi bile unuttuğun neler yaparken buluyorsun kendini?

- Geçmişte kendine ''helal olsun, aferin sana'' dediğin anlarda hangi özelliklerini kullanmıştın?

Tüm bu soruları cevapladığınızda, gözünüzde nasıl bir kariyer canlanıyor?

Neredesiniz? Yanınızda kimler var? Hayal edin..

Peki bu hayalin kapılarını açmak ve kendinizi daha başarılı hissedeceğiniz başka bir profesyonel alana kaymak için bugün atacağınız ilk küçük adım ne olabilir?

Bu sorulara vereceğiniz cevaplar, gideceğiniz yolu aydınlatacak ve size kendinizle ilgili bambaşka işaretler sunacak.

Bu bölümde Pınar Özkent, kendi hikayesi de dahil olmak üzere yaşanmışlık hikayeleriyle konuyu daha iyi kavramamızı sağlıyor.

4. Bölüm: İş Yerimde Kendimi Göstermem Lazım

Başarılı bir kariyer yaşamı, içimizdeki güvensiz çocuğun korku ve bağımlılıklarını olduğu yerde bırakma sanatı biraz da… Neler yapıp neler yapmayacağımızı bilerek, şimdiki yetişkin halimizin kendine güvenebilmesini sağlamak asıl önemli olan.

Başkalarının yaptıklarımızı ve düşündüklerimizi onaylaması için sürekli çabalamak çok can yakıcı.

İşte canlandırıcı bir soru: Beş yıl sonra o kişinin sizi bugün onaylamaması, sizin için gerçekten değerli olacak mı?

40 yaşına yaklaşırken öğrendiklerini şöyle sıralıyor Özkent;

  • Bir başkasının takdiri, bizim öz değerimizi belirleyemez.

  • Bazı teşekkürlerin içi boştur.

  • Onay aramamız gereken tek kişi, kendimiz olmalı.

Ve kendimize şu soruları sormamızı istiyor;

''Çevremde onay beklediğim ve kendime inancımı zedeleyen kimler var? Geçmişte kimler vardı? Ben buna izin vermeyi neden seçiyorum?''

Kendimize güvenmeli, aslında düşündüğümüzden de fazlası olduğumuzun farkında olmalıyız.

5. Bölüm: Yöneticimle Başım Dertte

Yöneticimize ''günaydın'' deyip karşılık alamadığımızda yanlış bir şey yaptığımızı düşünürüz. Oysa belki de evde bir şey yaşadı ve o sabah çok mutsuz.

Yaptığımız işi beğenmediklerinde, yeniden sunum yap dediklerinde belki de daha iyisini keşfetmemiz için üzerimize geliyorlardır.

Konu her zaman bizimle ilgili olmayabilir. Belki daha iyisini yapabileceğimize inanıyorlar.

Bazen merkeze fazlasıyla kendimizi koyup, çok kişisel algılıyoruz ve bu bizi yavaşlatıyor.

Bazen daha geniş ve güvenli bakmalıyız.

Konu gerçekten kişisel olsa bile, biz gelişmeye devam ettikçe bir şeyden korkmamıza gerek yok. Kendimizi zenginleştirmeye bakmalıyız.

Günün sonunda en büyük hesabı kendimize veriyoruz.

Önemli olan soru: Sen kendinden ne kadar memnunsun?

İşte bu satırlar ilaç gibi geliyor;

Her şeyden önce kendi elini tutmalısın usulca. Kendini devamlı yargılamadan, hırpalamadan… İnsan olduğunu ve hatalar yapabileceğini kabul ederek. Herkesin seni sevmek zorunda olmadığını kabul ederek…

6. Bölüm: Öz Güvenimi Kaybettim

Profesyonel yaşamda kendimize yaptığımız en büyük haksızlıklardan birisi; o dünyada yaşadığımız sıkıntıların, tüm özgüvenimizi olumsuz etkilemesine izin vermek.

Önce şuna inanmalıyız: Hepimiz eşsiz ve olduğumuz gibi tamız. Sadece farklı konularda, farklı yeteneklerimiz var. Sadece gelişmeye, öğrenmeye ve dönüşmeye ihtiyacımız var.

Özgüven, yapabildiklerimiz ve yapamadıklarımız değil, yapıp ve yapamayacağımıza inandığımız şeylerden oluşuyor.

Yani tüm mesele bizim kendimizle ilgili inançlarımızla ilgili.

Geçmişte tüm yaşadıklarımız fark ettirmeden kimliğimize sızıyor. Ve ne zaman bir şeyler ters gitse o güvensiz tarafımız çekiştiriyor eteklerimizden. Bilmeden bilinçaltımıza yazılan hikayelerimizle bugünü deneyimliyoruz.

Mutlaka geçmişe gideceksek kendimizle gurur duyduğumuz anlara gitmeliyiz.

Geçmişte neler başardık? Hangi zorlukların üstesinden geldik?

Kendimizle gurur duyduğumuz hangi anlar var? O anlarda neler yapıyor, hangi özelliklerimizi kullanıyorduk?

Yaşamın sabit kalmadığını ve aslında birçok şeyi harika yaptığımızın farkında olmalıyız.

7. Bölüm: Mükemmel Olmalıyım

Hata yapmaktan korktuğumuz için nice fırsatlar kaçırıyoruz. Başarısızlık ve sevdiklerimizi hayal kırıklığına uğratma endişelerimiz yüzünden hayallerimiz peşinden gidemiyoruz.

Mükemmel olmama özgürlüğünü vermemiz gerekiyor kendimize.

Hata yaptığımızda örtbas etmeye çalışmak, başarısızlıklarımızı paylaşmaktan çekinmek yerine ''Bu işin içine ettim ama olabilir insanım, öğreniyorum'' demeliyiz.

Özkent, kendi iş yaşamından örnekler veriyor;

Berbat bir toplantı performansı sergilediğimde, kelimeleri toparlayamadığım felaket bir sunum yaptığımda, bilmediğim şeyi ısrarla biliyormuş gibi yapmaya çalışıp batırdığımda, bir projeyi alıp, altından kalkamayıp yarı yolda bıraktığımda öğrendim neyi ,nasıl yapsam daha iyi olacağını.

Mükemmel olmayı kafaya takmayınca daha iyi işler çıkarabildiğimi de yine yenilgilerimle öğrendim.

8. Bölüm: Hayatımı Değiştirmek İstiyorum… Ama…

Bir türlü cesaret edip değişimi başlatamıyoruz, başlatmak için büyük adımlar atmayı bekliyoruz ancak gitmek istediğimiz yere doğru attığımız her küçük adımda, içimizdeki cesaret daha da büyüyecek.

Attığımız adımlara ve ilerleyebilmeye odaklanmalıyız. Hayalimize yaklaştığımız her bir adım için kendimizi kutlamalıyız. Yolun kendisi başlı başına bir ödül ve keşfedilesi deneyimlerle dolu.

Zorlukları aşmaya ne kadar hevesli olduğumuz çok önemli. ''Geleceğime sahip çıkmak için daha fazla çaba harcasam ne kaybederim?'' Diye sormalıyız kendimize.

Bazen kötü olasılıkları düşünerek ya da kendimize dair negatif inançlarımızın üzerimizdeki etkilerini doğru kabul ederek harekete geçmiyoruz.

Negatif inançlarımızı kırmanın en iyi yolu; varsayımlarımızla hareket etmeyi seçmek yerine, deneyip görmeyi göze almak.

Bu bölümde Pınar Özkent, kendi hayatından verdiği örnekler, gerçekten çok etkileyici ve konuyu daha iyi kavramamızı sağlıyor.


9. Bölüm: Ya Başarısız Olursam?

Başaramama korkusuyla sürekli bir şeylerden kaçınmamızın nedeni beynimizin bizi acıdan korumaya koşullu olması. İlkel beyin hepimiz için aynı çalışıyor. Bizi konfor alanında tutmaya çalışıp, güvende kalmamız için baskılıyor.

Oysa yaşamlarından son derece tatmin olan insanlar, İlkel beyinlerine rağmen; işlerinden memnun değillerse, değiştirmek için olur olmaz yollar deniyor; her gün yeni bir şeyler öğreniyor ve başarısız olduklarında başkasını suçlamak yerine kendilerini kutlamaya devam ediyorlar.

Başarının tanımını değiştirmeye ihtiyacımız var.

Ya başarı, kariyerimizin gittiği yönü; yaşamımızın liderliğini üstlenerek belirlemekse?

Ya başarı, elimizde tuttuğumuz hayattan ne kadar memnun olup olmadığımızla ilgiliyse?

10. Bölüm: Kendimi Çok Sıkışmış Hissediyorum

Yaşamımızdaki sıkıntılı ve stresli anlar gelişimimize yönelik bir uyaran olabilir ve fırsata dönüştürülecek bir fayda sağlayabilir..

Tüm koşuşturmalar arasında çoğunlukla kim olduğumuzu ve nereye gittiğimizi kaçırıyoruz. Arada bir durma ve hiçbir şey yapmama hakkımız var.

Böyle anlarda bazı soruların iyileştirici ve canlandırıcı gücü var:

  • Ben şimdi neredeyim?

  • Olmak istediğim yerle olduğum yer arasında ne kadar mesafe var?

  • Geçen haftaki halimden ilerde miyim? Yeni bir şey denedim veya öğrendim mi?

  • Olduğum kişiyi yaşayabiliyor muyum?

  • Son bir ayda kendimi kutladığım neler var?

  • Daha iyi olmasını istediğim neler var?

  • Başkalarından değişmelerini mi bekliyorum yoksa ben mi değişiyorum?

Arada bir durup yaşamımıza dışarıdan bakmalıyız. Cevap verdikçe ne için, ne kadar yorulduğumuzu fark edeceğiz.

11. Bölüm: Elalem Ne Der?

Yaptığımız en temel hatalardan biri de başkalarına hayatımız ve kararlarımızla ilgili yorum yapma izni vermemiz.

Zaten büyük kararlarda kendi kaygılarımız var. Ne zaman kendi kaygılarımızı, sesimizi susturup cesaret toplasak, başkaları bu kaygıları yeniden su yüzüne çıkarıyor.

Buna müsade etmemeliyiz.

Eğer doğru yolda olduğumuzu hissediyorsak, iyi bir planımız varsa ya da değişimin bize iyi geleceğini düşünüyorsak zamanı geldi demektir. Biz hayatımızı kendi ellerimizle şekillendirmek ve yeni pencereler açmak konusunda özgür ve hak sahibiyiz.

12. Bölüm: Keşke Daha Çok Zamanım Olsa

''Zaman yok'', ''doğru zamanı bekliyorum'' diyerek sadece kendimizi avutuyoruz.

Bunlar yalnızca içi boşalmış bir kandırmaca. Çünkü doğru zaman asla gelmez. Her şey olması gerektiği zamanda, olması gerektiği şekliyle olur.

Şimdi harekete geçmezsek, olması gereken zamanda da olmayacak.

Çoğumuz zamanı umursamadan anlamsız şeylere harcıyoruz.

Ancak ''Gerçekten yaşadım'' diyebilen insanların birçoğunun ortak özelliği, zamanlarını iyi yönetmek.

Bir diğer ortak farkındalıkları da; biricik yaşamları çoktan başladı ve yol alıyor. Yaşam yolculuğunun sonunda ''keşke'' demek istemiyorlar.

Önemli karar anlarında şu soruları sormalıyız kendimize:

  • Bu kararı verirsem, 80 yaşıma geldiğimde pişmanlıklarımın sayısını azaltmış olur muyum?

  • ''Yapsaydım ne olurdu acaba?'' Sorusunun cevabını bilememenin merakını hissedecek miyim?

  • Zaman kaybettiğimi düşünecek miyim?


13. Bölüm: Benden Geçti

Her gün yeni bir pencere açmak için yarından daha genç olduğumuzu hatırlatıyor Özkent.

Yaşımız; deneyimlerimizin arttığını müjdeliyor. Aynı hataları tekrar yapmamayı öğretiyor. Küçük şeyler için üzülmekten vazgeçmeyi, önceliklerimizi daha net görebilmeyi sağlıyor.

Kendimizi sınırlar çizmek ve bahaneler üretmek, büyümemizi durdurur ancak.

Yeterince güçlü bir hayalimiz varsa, yaşımız da geçmiş deneyimlerimiz de sınırlamamalı bizi.

İnanmak, harekete geçmek ve çok çalışmak yeterli.

Çünkü yaş sadece iki haneli bir sayı.

14. Bölüm: Profesyonel Yaşamda Düşe Kalka Öğrendiklerim

Son bölüm, Özkent'in samimi itirafları ve altın tavsiyeleriyle dolu. Şöyle diyor Pınar Özkent:


İlerlemek sadece profesyonel yaşamla veya terfi etmekle ilgili bir durum değil! Yeni bir şey öğrenmek, keşfetmek, okumak, birine yardım etmek de seni dünkü senden bir adım öteye taşır.

Rekabetin kendinle olsun. Dünkü senden ne kadar fazlasın, ona bak! Çünkü gerçek başarının terfi ya da iş yerinde takdir edilmekle bir ilgisi yok.

Başarı bir taraftan da, değerlerini yaşadığın bir hayata sonuna kadar sahip çıkmak!

Yaşamının bütününe odaklan.


İçinde bulunduğun yaşam seni ne kadar doyuruyor?


***

Birkaç Küçük Ekleme

- Eğer henüz Haddini Aş Bülten üyesi değilseniz ve benzer içeriklerden ilham almak isterseniz; buradan bülten ailemize katılıp, aynı zamanda ücretsiz E Rehberlerimizi indirebilirsiniz.


- Eğer;

  • İş yaşamınızda sıkışmış ve mutsuz hissediyorsanız;

  • Kendi işinizi kurma hayaliniz varsa;

  • Kariyerinizdeki bir sonraki adım konusunda netliğe ihtiyacınız varsa;

  • Ne iş yaparsanız daha başarılı ve mutlu hissedeceğinizi henüz bulamadıysanız;

Mentor olarak da yolculuğunuza eşlik etmeye hazırız.






1.032 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


Yazı: Blog2_Post
bottom of page