Her gün davranışlarımız, yeteneklerimiz, kişisel veya bedensel özelliklerimizle ilgili genel geçer istatistiklerle karşılaşıyoruz.
Yani aslında her gün bir "ortalama"ya karşı ölçülüyoruz. İşin kötüsü "ortalama olarak insanların hayatları boyunca 4.7 partneri olur" gibi ifadeler o kadar alışılmış hale geldi ki bu ifadelerin doğruluğunu bile sorgulamıyoruz.
Çünkü ‘’ortalama olmak’’ hep güvenli liman. Çünkü bize öyle öğretildi. Çünkü sistemin devamlılığı söz konusu.
Düşünsenize, birçoğumuz hem kendimizi hem tanıştığımız insanları ‘’ortalama insan profili’’ ile kıyaslayarak değerlendiriyoruz.
Eğitimimiz, kariyerimiz veya sosyal hayatımız ortalamadan fazla sapıyorsa, kaygılanıyoruz. Çocuklarımız ortalamaya göre gelişim kaydetmeyince onlar hakkında türlü endişeler üretiyor zihnimiz.
Oysa insanları ortalama verilerle değerlendirmek büyük bir yanılgıdır.
Ve daha da kötüsü, bizi insan yapan şeyi göz ardı eder: Yani bireyselliğimizi.
Bugün Todd Rose'un "standart insan olmayı sorguladığı" muazzam kitabının özetini paylaşmak istedik sizinle.
İnsan özelliklerini standardize ederek tanımlamanın başarısızlığı nasıl körüklediğini; eğitim kurumlarının, şirketlerin ve bireylerin "ortalamacılık" ilkesine bağlı kaldıkça, potansiyelimizden ne kadar uzaklaştığımızı konuşmak istedik.
Umuyorum ki, hem sizin hem de etki alanınızdaki kişiler için ufuk açıcı olur.
''Bireysel yetenek öylesine nadir ve öngörülmezdir ki toplumun örgütlenmesinde önemli bir rol oynamasına izin verilemez. Ayakta kalan toplumsal sistemler, bir konumu parlak biçimde değilse bile yeteri kadar dolduracak şekilde eğitilebilen ortalama kişiyi esas alır.'' Stuart Chase
📚 Bu özet, Kitap Ekspresi ve Haddini Aş Kulübü üyeleri için hazırlanmıştır. Her hafta uluslararası ses getirmiş bir profesyonel / kişisel gelişim kitabının ana fikirleri ve ipuçlarını okumak / dinlemek isterseniz: Tam buradayız.