1942 yılının Eylül ayında, genç bir psikiyatrist kendisini, insanlık tarihinin en korkunç deneyimlerinden birini yaşamak üzere, bir Nazi toplama kampının önünde sıraya girmiş halde buldu.
Bugün çoğumuz, toplama kamplarında gerçekleştirilen korkunç ve insanlık dışı eylemler hakkında fikir sahibiyiz. Ancak yazarımız Viktor Frankl’in esarete adım attığı o günlerde, çoğu kişi kamplardaki vahşetin boyutunu bilmiyordu.
İnsanın Anlam Arayışı; bu acımasız deneyimden körüklenen ve umuda uzanan bir çığlık. Nietsche’nin; beni öldürmeyen şey beni güçlendirir, cümlesinin gerçekliğini kanıtlayan bir hikaye bu.
Bir tarih kitabı değil bu. Bir psikoloji kitabı da değil.
İnsanın yaşamla ilişkisini, hayata tutunma azmini anlatan ve ömür dediğimiz şeyin, bir anlamı olması gerektiğini iliklerinize dek hissettiren bir başyapıt.
1947'de basılan İnsanın Anlam Arayışı, 30 dile çevirilerek, bugün 15 milyondan fazla okura ulaşmış durumda.