Biliyorsunuz zihinsel ön yargılar konusunda kafayı uzun süredir takmış durumdayım. Halo etkisi de ne zamandır aklımda. Bugün artık doğru gün diye düşündüm ve paylaşmak istedim.
Halo Etkisi'ne daha önceki yazılarımızda da, farklı mecralarda da denk gelmiş olabilirsiniz. Kısa kısa birkaç yazıda bahsetmiştik.
Halo, aklımızın 200'e yakın oyunu içerisinde neredeyse herkesi etkileyen en önemli zihinsel ön yargılardan biri.
Kısaca:
Bir kişi, olay, ortam, kurum veya nesne hakkında sahip olunan olumlu ya da olumsuz bir izlenimin; onun tüm özelliklerine genellenmesi.
Oysa birinin duygusal veya kırılgan biri olması, onun aynı zamanda düşünceli veya kibar olduğu anlamına gelmiyor.
Halk arasında içinin güzelliği dışına yansımış denir mesela. İşte bu tam bir Halo örneği..
Halo etkisi hakkında özellikle yazmak istedim, çünkü toplumda yaygın olarak rastlanan bu etki, hem bizim diğer insanlara olan bakışımızı, hem de diğer insanların bize olan bakışlarını etkiliyor.
Nobel ödüllü psikolog ve ekonomist Daniel Kahneman "Hızlı ve Yavaş Düşünme" kitabında Halo etkisi için şu örneği veriyor:
"Profesörlük hayatımın başlarındayken, öğrencilerimin kompozisyon ödevlerini geleneksel bir şekilde notlandırırdım. Elime sınav kağıdını alır, öğrencinin verdiği yanıtları arka arkaya okur, her bir yanıta not verirdim. Sonra tüm bu notları toplayıp, sıradaki öğrenciye geçerdim.
Zamanla fark ettim ki belli bir kağıttaki yanıtların her birine verdiğim not, birbirine çok fazla benzerlik gösteriyor. Not verirken Halo Etkisi altında olduğumdan, birinci sorunun yanıtına verdiğim notun, o öğrenciye verdiğim genel notu aşırı derecede etkilediğinden şüphelenmeye başladım.
Buradaki mekanizma oldukça basit işliyordu: Eğer bir öğrencinin ilk kompozisyonuna yüksek bir not vermişsem ve ilerleyen kısımlarda öğrencim hata yapsa bile, onun hatasına daha anlayışlı bir şekilde yaklaşıyordum. Ne de olsa başta çok iyi bir kompozisyon yazmış bir öğrenci, ikinci soruda öylesine saçma bir hata yapmazdı!
Ama izlediğim bu yol, ciddi bir soruna yol açıyordu. Biri iyi, biri kötü olmak üzere iki kompozisyon yazmış öğrencileri notlandırırken, öğrencinin önce hangi kompozisyonunu okumuşsam ona göre not vermek adil değildi.."
İlk sorunun yanıtının kalitesine göre diğer yanıtları değerlendirmek gerçekten adil değil, neyse ki Kahneman Halo Etkisi'nin farkına varacak kadar bilinçli.
Bir başka örnek:
Riskli bir ameliyat geçirmeniz gerektiğini ve hastanedeki iki cerrahtan (ikisi de aynı seviyede) birini seçeceğinizi düşünün.
İlki karizmatik bir cerraha benziyor. Yakışıklı, şık giyimli ve nazik konuşuyor.
İkincisi ise cerrahtan başka her şeye benziyor. Bakımsız, giyimi kuşamı dökülüyor, belki ter kokuyor ve konuşmaları filtresiz.. Hatta biraz kaba..
Siz hangisini seçerdiniz?
Beyninizdeki her hücre size ilkini seçmenizi söyleyecektir, ancak diğerini seçmelisiniz.
Muhtemelen daha yetenekli bir cerrahtır çünkü diğeriyle aynı seviyeye ulaşmak için insanların algılarına karşı savaşmak zorunda kalmıştır.
Ya da öyle çok ameliyat yapıyor ve yorgundur ki, kendine bakamadan sizin karşınıza çıkmıştır.
Halo Etkisi'ni fark ederek o kaba saba algıladığınız cerrahı seçerseniz, ameliyatınızda başarı şansınız daha yüksek olabilir.
***
Her iki örnekte de genelleme hatası yaptığımızı söylemek mümkün, değil mi?
Hayatın her alanında bu etkiyi görebiliyoruz.
Örneğin iş başvurusu yaparken, CV'deki fotoğrafın ne kadar profesyonel durduğunun, IK'yı etkilemesi gibi..
Örneğin giyim tercihi nedeniyle, bir insanın siyasi görüşü ile ilgili kafamızda bir görüş oluşması gibi..
Bugün toplumsal olarak ayrışmaların görüldüğü her konuda Halo etkisinin de parmağı olduğunu unutmamak gerek. Bu tüm taraflar için geçerli. Hem diğer insanlara bakış açınız, hem de onların size bakış açısı bu tip genellemelerden oldukça etkileniyor.
Bugünlerde Kitap Ekspresi kapsamında özetlediğim kitaplardan biri: "Zihin ve Düşünceleri Nasıl Değiştiririz?"
Kitap farklı inançlara sahip insanların düşüncelerini nasıl değiştirebileceğimiz ile ilgili. Bu satırları yazarken, henüz özeti yayınlamadım ama özetten kısa bir alıntı yapayım:
"Yapılan bir araştırmada; siyasi, dini, toplumsal bir inancın sorgulanması ile beynin verdiği tepki tüm deneklerde fiziksel bir tehdit gibi algılanıyor.
Peki beyin neden böyle tepki veriyor?
Çünkü beynimizin görevi hem fiziksel hem de psikolojik anlamda bizi korumak.
Beynimiz dış gruplar ve iç gruplar kıyaslamaları yapmaya, daha basit bir ifadeyle "onlara" ve "bize" karşı ayrımcılık yapmaya programlanmıştır.
Bu aslında o kadar da mantıksız değil. Sonuçta, biz insanlar sosyal varlıklarız. Ve kendimize benzer insanlardan oluşan, kendimizi ait hissettiğimiz gruplar içinde hayatta kalıyoruz.
Sonuç olarak, ait hissettiğimiz grubun iyi bir üyesi olmaya, doğru olmaktan daha fazla değer veriyoruz.
Fikrimizi değiştirerek bizim gibi düşünen insanlar karşısında itibarımızı kaybetmek istemiyoruz.
Evrim bize, bizi yabancılara karşı koruyabilecek grupların (aile, arkadaş çevresi ya da diğer topluluklar) bir parçası olmamızın değerli olduğunu öğretti.
Grubumuz; güven içinde olma ve kabul edilme ihtiyacımızı karşılamaya devam ettiği sürece, oradaki konumumuzu riske atmaktansa teknik olarak yanlış kalmayı tercih ediyoruz."
Sosyolog Brooke Harrington'ın ifadesiyle, "Sosyal ölüm, fiziksel ölümden daha korkutucudur."
📚🔔 Her hafta e posta kutunuza okuyabileceğiniz veya dinleyebileceğiniz bir kitap özeti gelsin isterseniz, buradan Kitap Ekspresi üyeliğinizi başlatabilirsiniz.
Sonuç olarak;
Hayatta tek bir doğru yok. Bu hayatı güzel yaşamanın tek bir formülü de yok.
Ve fakat:
"Halo etkisinin" ve "sosyal kabul etkisinin" farkında olursak; içsel olarak daha huzurlu hissedeceğimizi ve diğer yaşamlara daha esnek yaklaşabileceğimize inanıyorum.
Çevrenizdeki birilerini etkilemek ya da ikna etmek niyetine girerseniz, bu iki etkiyi aklınızda tutarak;
- sohbetlerinizde önce "ilk izlenime",
- iş yerinde önce "ilk slayda",
- ilişkilerinizde önce karşınızdakinin "kabul edilme ihtiyacına" odaklanarak;
zihnin oyunlarına gelmeden sağlıklı adımlarla ilerleyebilirsiniz.
Denemeye karar verirseniz, sonuçları lütfen yorumlara yazın olur mu?
Merakla bekliyorum.
📮 Size Nasıl Destek Olabiliriz?
1) Haddini Aş Kulübü: Kendinize 1 yıl sürecek profesyonel bir gelişim yolculuğu hediye etmek isterseniz; içinde mentorluk seansları, eğitim ve seminerler, okunacak / izlenecek kaynaklar, size özel videolar sunduğumuz bir toplululuğun parçası olabilirsiniz. Haddini Aş Kulübü ile ilgili daha fazla bilgi burada.
2) Kitap Ekspresi: Uluslararası bestseller olmuş, çoğu Türkçe'ye çevrilmemiş kişisel gelişim ve iş kitaplarının ana fikirleri ve en önemli ipuçları özetlediğimiz; Kitap Ekspresi'ne katılmak isterseniz buradan üyeliğinizi başlatabilirsiniz.
3) Mentorluk: Eğer kariyerinizde ya da girişiminizde büyümeye ihtiyacınız varsa ve bir akıl hocasının desteğini almak isterseniz, mentor olarak da size yardım etmeye hazırız. Mentorlukla ilgili detaylı bilgi burada.
Comments