İşini sevmeyen, kendini farklı bir alanda geliştirmek isteyen çok fazla insan tanıyorum.
Ancak bu insanların hareket etmelerini engelleyen bir çekinceleri var: ‘’Onca yıl okudum, emek verdim bu işe. Boşa mı gitsin?’’
Ya da şu anki işlerinden mutsuzlar ama garantili bir iş olduğu için de onu bırakmak istemiyorlar. Konfor duyguları sınırlıyor onları, belirsizliklere koşmak istemiyorlar.
Oysa her fırsatta dile getirdiğim bir gerçek var: İnternetin bize sayısız fırsatlar sunduğu bir dönemdeyiz. Kendi girişiminizi başlatmanın, sevdiğiniz işi yapmanın ve dünyaya değer katmanın çok kolay olduğu bir dönem bu.
Bu yazımda, ‘’üniversitede oku-iş bul-evlen-yılda bir kez tatile çık-emekli ol’’ düzenine başta boyun eğen, ancak sonra bir dönüm noktası yaşamasıyla kendi girişimini başlatan ve internet dünyasının yıldızları arasına giren bir genç kızın, Libby Crow’un hayat hikayesini anlatıyorum.
Kendi işini kurmayı hayal eden herkese ilham vereceğine eminim:)
Libby Crow Kimdir?
Üniversiteyi bitirdikten sonra öğrenci kredisini ödeyebilmek için öğretmenlik yapmaya başlayan genç bir kadındı Libby.
Babasını alkolizm nedeniyle kaybetmesi Libby'nin dünyasını derinden sarsmıştı. Kafasından şu soruyu bir türlü atamıyordu: ‘’Eğer hayat bu kadar kolay elimizden alınabiliyorsa, ne için çabalıyoruz?”
Hayatını sorgulama evresiydi. Bugüne kadar yaptıklarını, seçimlerini, hayatını sorguluyordu durmadan. Hayat çok kısaydı ve tek kullanım hakkımız vardı. Bu yüzden onu çarçur etme gibi bir lüksümüz olamazdı.
Yine bu sorgulama evresindeyken, başka insanların hayatlarındaki dönüm noktalarını okumaya başladı Libby. Ve bu okumaların ona güç verdiğini fark etti.
“Bir gün Facebook’tayken bir arkadaşımın dönüşüm hikayesini gördüm. Yaşam tarzını değiştirip bir girişim başlamıştı ve gerçekten parlıyordu.”
Bu arkadaşından çok etkilenen Libby, alışkanlıklarını ve hayatını değiştirmeye karar verdi.
Bir süre neyi yapıp, neyi yapamayacağını düşündükten sonra kendini girişimciliğe verdi. Bu sırada öğretmenlik yapmaya devam ediyordu. Girişimcilik ise onun için bir yan kazançtı.
Ayrıca bakınız; Haddini Aş Hikayeleri 82: Nazım Salur
Aslında babasının ölümü Libby’i hayata tutunmakta hala zorluyor, motivasyonunu düşürüyordu. Daha az düşünmek için kendini sürekli işe veriyordu. Okuldan geldikten sonra ise gece geç saatlere kadar koçluk becerileri üzerine okumalar, çalışmalar yapıyordu.
“Üzüntüden kaçmak için gece 3’e kadar Jeff Walker ve Brendon Burchard gibi işletme koçlarının videolarını izlerdim.”
Bir süre sonra öğretmenlikten istifa edip, tüm zamanını bir danışmanlık işi kurmak için harcamaya karar verdi. Risk gözünü korkutsa da, istediği hayatı yaşamanın bu iş ile mümkün olacağını düşünüyordu. Bu yüzden yılmadan devam etti.
Süreç hiç de kolay olmadı Libby için. Hem yeni bir iş kurmanın stresi ve zorluğu, hem babasının ölümünün yarattığı travma, girişimini yaşatmaya devam etmesini zorlaştırmaya başlamıştı.
Tek başına giriştiği bu yolda kendisini yalnız hissetmeye, geleceği hakkında kaygılanmaya başlamıştı iyice.
Tükenmiş hissediyordu.
“Sadece bittiğimi hatırlıyorum. Geçimimi sağlamak için kendimi zorlamak zorunda kaldım. Belki de burada olmamak daha kolay olacaktı.”
Hayatını sonlandırma düşünceleri geçiyordu aklından. Hatta annesine verilmek üzere bir intihar mektubu bile yazmış ve içine kritik şifre bilgilerini eklemeyi de unutmamıştı.Erkek arkadaşından da ayrıldı o sırada.
Tüm bu hislerle sarılı olduğu bir gün hem araba kullanıyor, hem de kendisine kiracı sigortası satmaya çalışan bir kadınla telefonda konuşuyordu.
Hikayenin en ilginç yönü şu ki, arabayla gittiği yer intihar etmeyi düşündüğü Büyük Kanyon'du.
Ama yine de sigortacı kadına nazik davranmış ve sanki ilgisini çekiyormuş gibi sigorta ürünleri üzerine bir sohbete kendisini kaptırmıştı.
“İşin garibi, telefonu kapatmak istedim ancak kadın gerçekten çok hoştu. Bu yüzden, sigortanın yararları hakkında konuşmaya devam ettik. Bir yandan da gerçekten bunların önemli olmadığını düşünüyordum.”
Sohbet ilerledikçe Libby kendi hayatından ve içinde bulunduğu durumdan bahsetti sigortacı kadına.
Ve sonra sigortacı kadın birden şöyle bir şey söyledi Libby’e: “Bu sana garip gelebilir, ama bir şey söylemem gerek. Denver’da gitmek isteyebileceğini düşündüğüm bir yer var. Kilise gibi bir yer. Ama endişelenme, eğer bir yogi olsaydın gidebileceğin türden bir yer.”
Libby bunu bir işaret olarak algılamıştı ve arabasını kadının söylediği yere doğru sürmeye başladı. Aslında intihar etmek için Büyük Kanyon'a doğru başlayan yolculuğu bir yabancının tavsiyesi ile tamamen yön değiştirmişti.
‘’Dibe vurduğum bir anda sigortacı kadından hayat tavsiyeleri almaya devam ediyordum. Garip.”
İşte sıradan gibi görünen o konuşma, yabancı bir kadının o düşünceli yaklaşımı Libby için tekrar bir umut, adeta bir dönüm noktası oldu.
Onun Denver'deki o adrese gidip gitmediğini ya da orada neyle karşılaştığını bilmiyoruz. Ama intihar yolculuğundayken birdenbire karşısına çıkan bu ümit verici sürpriz, onu hayatını yeniden ele almaya çoktan teşvik etmişti bile.
Ve o zamandan itibaren daha da sıkı sarıldı işine Libby.
Sosyal medya yönetiminden çevrimiçi markaları yapılandırmaya kadar çeşitli beceriler öğretmek için bir program yarattı.Yazı ve podcastlerinin bulunduğu, daha iyi bir yaşam için tavsiyeler verdiği bir de internet sitesi mevcut (https://libbycrow.com).
Düzenli hayatını bırakıp belirsizliklerle dolu yeni bir dünyaya adım atması onu çok yorsa ve yıpratsa da şu an bulunduğu yerden gayet memnun.
"Kendinize baskı yapmak zorunda değilsiniz. Derin bir an veya bir his yaşadığınızda onu takip edin.”
Belki siz de tanımadığınız bir satıcıdan gelen telefonu açmalı ve sohbet etmelisiniz onunla.
Unutmayın, hayat her zaman beklenmeyen sürprizlerle dolu:)
Teşekkürler Cihat okurken aklımdaydı tekrar anımsadım hemen siteye gittim sayende.
Bu hikayeden sonra libbycrow.com üzerinden içeriklerini heyecanla inceledim ve haftalık gönderileri için abone oldum (: Cidden hareket ettirici ve ilham veren paylaşımınız için yürekten teşekkürler Bora Hocam.