1 Temmuz 2017 öğlen 13.00 suları.. Kiev’in kan dondurucu soğuklarına inat yaşama sevinci veren ılık bir yaz günü. Kiev’deki Tarih Müzesi’nin bahçesindeki yüzlerce yıllık çınarların yaşadığı en sakin havalardan biri. Öyle ki tek bir yaprak dahi kıpırdamıyor. Müze bahçesindeki ziyaretçiler birazdan olacaklardan habersiz bu güneşli günün keyfini çıkartıyorlar.
Saat tam 13.30.
Kalabalık, bir anda kulakları sağır eden bir çatırtıyla ne olduğuna anlam veremeden, çil yavrusu gibi dağılıyor müzenin bahçesine. Çatırtıyı muazzam gürültülü bir sarsıntı izliyor. Çevreden yükselen çığlıkları bir adamın çaresiz sesi bastırıyor: “Ağaç devrildi, imdat, arkadaşım altında kaldı!”
Tarih Müzesi’nin bahçesindeki 400 yıllık armut ağacının en kalın dalı, ağacın gölgesi altında bir sonraki rotasına karar vermeye çalışan 35 yaşındaki Alper Patır’ın üzerine 2 tonluk bir ağırlık etkisiyle düşüyor. Dalın üstüne düşüş anını hatırlamıyor. 3 dakika nefessiz bir sessizlik hakim; ta ki kavurucu bir acı nedeniyle sadece bir an için uyanarak “felç oldum” diye inleyip yeniden bayılana dek..
Sonrası bir kaç günlük derin bir karanlık ve komadan çıktığında sancılı yoğun bakım günleri.. Bu süreçte bir kaç kere ölüp yeniden diriliyor. Alper’in göz çukuru da dahil 36 kırıklı bedeninin içinde parçalanmış iç organları yaşamasına izin vermezken, hayata meydan okuma aşkı her seferinde galip geliyor.
Ayrıca bakınız; Haddini Aş Hikayeleri 75: Keanu Reeves
Ateşler içinde kendine geldiği ilk an bacaklarını tutup hiç bir şey hissetmediğinde yeniden itiraf ediyor kendine: Ben felç oldum.
Yanındaki yakınları omurilik felcini anlatmaya çalışıyor dilleri döndüğünce, oysa Alper zaten biliyor insan anatomisini. Çünkü o hem Spor Akademisi mezunu hem yıllardır gönüllü AKUT çalışanı. Vücudundaki ağrılar felçli bacaklarının acısını bastırıyor ve tek bir düşünce beliriyor kafasında: Hele ben bir hayatta kalayım da! Nazım Hikmet Ran’ın ifadesiyle; yaşamak ağır basıyor.
Çocukluk günlerinden beri basketbol oynayan, ekstrem sporlara meraklı, tüm dünyayı adım adım gezmeyi kafasına koymuş, ilaç firmasında yıldız çalışan ve harika bir kız çocuğu babası Alper’in kaza öncesinde bir an bile oturmaya tahammülü yokken hayatı bir anda ters yüz oluyor. “Yeniden doğup başka türlü bir yaşama sahip olmak” diye tanımlıyor bu durumu Alper.
10’dan fazla ameliyat, bedenine takılan 25’ten fazla çivi ve platin, aylar süren hastane günleri, fizik tedaviler.. Alper Patır taburcu olduktan sonraki ilk zamanlarını kendini ansızın içinde bulduğu engelli bir yaşama alışma çabasıyla geçiriyor. Ama ne büyük bir çaba.. Bir taraftan fiziksel acılar, tedavisindeki zorlanmalar, sonda gibi cihazları daimi kullanmayı öğrenme gayreti; diğer tarafta mutsuzlukları, hayal kırıklıkları ve arada bir yoklayan depresif düşüncelerle boğuşuyor.
Ne kadar zorlayıcı olsa da, bir an bile vazgeçmeyi düşünmedim, diyor Alper. Ve şimdilerde dilinden düşürmediği “Bu bacaklar çalışacak arkadaş” mottosu da mücadeleye karar verdiği an çıkıyor ağzından. O, ruhundaki kasırgaları fiziksel ve ruhsal olarak güçlenerek dindirmeyi seçenlerden.
Kimseye muhtaç olmadan, kimsenin hayat akışını etkilemeden, kendi kendine yeterek yaşamayı ilk hedefi olarak belirliyor. İlk yıl gününün 6 saatini fizik tedavide kaslarını çalıştırarak, geri kalanını zihinsel dayanıklılığını arttırmak için çabalayarak geçiriyor. Tüm dünyada benzer hikayesi olan ve yaşama dört elle sarılmış insanları buluyor, tanışıyor, onların yaşamlarını kolaylaştıran her ayrıntıdan ilham alıyor. Engelli bir hayatı yalnız başına sürdürmenin ipuçlarını araştırarak, izleyerek ve okuyarak öğreniyor.
İnsan en çok kendi içinde ilerleyebildiğini, dünden bir adım ötede olduğunu gördüğünde motive oluyor. Alper için de durum farklı değil. Zamanla güçlendiğini hissettikçe, içinde daha fazlasını yapma arzusu doğuyor. Hikayesini, yaşadığı zorlukları ve öğrendiklerini sosyal medya hesaplarından paylaşmaya başlıyor.
Paylaşımları öyle samimi, öyle gerçek ve öyle ilham verici ki hızla ağızdan ağıza yayılıyor. Takipçileri artıyor, dört bir yandan farklı yelpazedeki insanlar hayranlık dolu mesajlar atıyor ve daha da önemlisi bir çok engelli kişi onunla tanışıp ilham almak için ziyaretine geliyor. Alper Patır fizik tedavi merkezindeki zamanının bir kısmını yaşamına küsmüş insanlara yeniden umut vermek için koçluk yaparak geçirmeye başlıyor.
Yaşadığımız herhangi bir travmanın etkisinden bizi çıkartabilecek en iyileştirici yöntemlerden biri; bize benzer yaşamlara dokunmaktan geçiyor. Benzer hikayeleri paylaşmaktan, bir başkasının elinden tutmaktan, bir diğerine umut vermekten.. İşte Alper tam anlamıyla bunun farkında olan insanlardan biri.
Vücudunu ve zihnindeki dayanıklılık kasını öylesine güçlü çalıştırıyor ki; aradan sadece 1 yıl geçtikten sonra omurilik felci tedavisi için yürütülen araştırmalara kaynak sağlamak ve bu konudaki farkındalığı artırmak üzere çalışan Wings for Life organizasyonunun koşusunda uzun yürüme cihazı ile tam 201 metre yürüyor. Bu cihazla yürüyebilmekse özellikle yakın bir zamanda felç kalmış biri için hiç de kolay değil. Ciddi bir bel dengesi ve kas gücü gerektiriyor. Bu başarı ve gördüğü destek Alper’in hayata tutunma ve hayal kurmaya devam etme azmini körüklüyor.
Yine 2018’de AKUT işbirliğiyle bir diğer hayalini gerçekleştirerek tekerlekli sandalye ile dalış yapan ilk Türk oluyor. Denizin derinliklerinde tur atarak balıkları besliyor. Bir sonraki yıl en büyük tutkularından birini olan yamaç paraşütü uçuşunu gerçekleştiriyor. Yaklaşık yarım saat Ölüdeniz semalarında paraşütle dolaşırken gözlerinin içi parlıyor.
Cep Hikayeleri No:157: Bu Bacaklar Çalışacak
Hayallerini bir bir gerçekleştirirken sadece omurilik felciyle mücadele edenlere değil, herhangi bir sebeple yaşama küsmüş, mücadele etmeyi bırakmış tüm insanlara umut etmenin ve azmin gücünü gösteriyor.
Bugün, yani kazadan sadece 4 yıl sonra, Alper ülkenin her bir köşesinden motivasyon seminerleri vermesi için davet edilen bir konuşmacı. Aynı zamanda Özel Denizli Cerrahi Hastanesi’nin Hasta İlişkileri Koordinatörü sıfatıyla fizik tedavi sürecindeki hastaları motive eden bir mentor. Aynı zamanda Pamukkale Belediyespor Kulübü Tekerlekli Sandalye Basketbol Takımı’nda lisanslı oyuncu. Aynı zamanda çok yakında okurlarıyla buluşacak ve kendi hikayesini kaleme aldığı muhteşem bir kitabın yazarı. Anlayacağınız hala çok yönlü, hala bir çok şeyi başarmaya çalışıyor ve hala sapasağlam ayakta duran hayalleri var.
Hayatın kendisinden aldıklarına değil de elindekilerle kendini nasıl gerçekleştirebileceğine odaklanmayı seçen biri Alper Patır. Kazadan önceki Alper’in hayallerini gerçekleştirmek için canla başla çalışmaya devam ediyor.
O, varoluşuna anlam biçmeyi misyon edinenlerden.. Görüp görebileceğimiz en gayretli, en yardımsever, kendini en çok geliştiren insanlardan biri..
Ona baktığımda fiziksel değil, fikirsel engellerimizin her birimizi nasıl da sımsıkı prangalara bağlamaya çalıştığını fark ediyorum.
Ona baktığımda hayatın bana getirdiklerinin kabulüyle kendimi geliştirip daha iyi halime ulaşabileceğimi görüyorum.
Ona baktığımda azmin insan yaşamındaki dönüştürücü gücü önünde saygıyla eğiliyorum.
Mevlana’nın dediği gibi dünle gitti cancağzım, ne varsa düne ait. Alper artık yeni bir şeyler söylüyor. Ve bizlerin payına da onu ayakta alkışlamak düşüyor.
Pınar Özkent
26 Eylül 2021
Önemli Bağlantılar:
Bora Özkent'in Alper Patır ile Röportajını Kaçırmayın: 1 Ekim Cuma günü Bora Özkent'in Alper Patır'la yaptığı ilham verici ve derslerle dolu röportajı yayınlıyor olacağız. Hem o röportajı izlemek hem de Bora Özkent'in diğer podcast/youtube paylaşımlarını izlemek isterseniz ☞☞☞ https://www.haddinias.net/podcast
Alper Patır'ın Youtube Hesabı ☞☞☞ https://www.youtube.com/channel/UCJT-TTET_Hf8sQ-qX0G0tTQ
Alper Patır'ın Instagram Hesabı ☞☞☞ https://instagram.com/alper.patir?utm_medium=copy_link
Comments