Sizin de başınıza gelmiştir.
Bazen işinizin içinde “akarsınız”.
Öyle anlarda işinizi “yapmaya” çalışmaz, işinizin içinde “akar”, normal zamanlarda günler sürebilecek işleri, bir kaç tam odaklı saatin sonunda bitiriverirsiniz.
Üstelik işinizin içinde akmak sadece hızı ve yüksek verimliliği getirmekle de kalmaz.
Akarken yaptığınız işlerin kalitesi ve yaratıcılığı da yüksek olur. Normal çalışma temponuzda asla ulaşamadığınız seviyelere tırmanır, kariyerinizin en parlak çıktılarını üretirsiniz.
Unutmayın, biz bu dünyaya sadece çalışmak için gelmedik. Yıllarca günde 8-10 saat çalışmak ve mutluluğu emekliliğe ertelemek tatmin edici bir hayatın altın reçetesi değil.
O halde işimizin içinde akarak, daha kısa sürede, daha kaliteli ve daha yaratıcı işler üretmenin yollarını bulmak akıllıca değil mi?
Neyse ki işinizin içinde akmayı binbir tesadüfün insafına bırakmaktansa, akış moduna geçmeyi yönetmeniz ve bilinçli bir eyleme dönüştürmeniz mümkün.
Bugünkü yazımda işte bunu anlatıyorum.
Kendimin de sıkça (keşke her zaman olsa) uyguladığı, akış moduna bilinçli olarak geçmenin sırlarını paylaşacağım bugün sizinle.
İşin içinde aktığım anlarda kendimi süper güçlerle donatılmış gibi halde hissediyorum.
Böyle anlarda zihnim elimdeki işe tüm gücüyle odaklanıyor, dış dünya gözümde flulaşıyor ve zaman adeta daha hızlı akmaya başlıyor.
Akış halindeyken, hızlı ve kesintisiz seanslarla yazdığım makaleler hem en hızlı ürettiğim, hem de siz değerli okurlarım tarafından en çok beğenilen ve en çok geribildirim alan yazılara dönüşüyorlar.
Maalesef yakın zamana kadar bu moda geçiş tamamen tesadüfen gerçekleşiyordu, bilinçli bir sürecim yoktu.
Bundan dolayı bazen işin içinde “akan”, çoğu zaman ise saatlerimi verimsiz bir şekilde işimle “boğuşan” bir modda geçiriyordum.
Daha sonra hem akış modu üzerine araştırmalar yaparak, hem de bu araştırmaların önerilerini kendi üzerimde deneyip aralarından benim için en uygun olanları seçerek kendime özgü bir süreç geliştirdim.
Tabii insan karmaşık bir mahluk ve zihnimize tam olarak hakim olmamız neredeyse imkansız.
Bu nedenle aşağıda açıklayacağım süreci her istediğim zaman uygulayabildiğimi veya her uygulayışımda harika sonuçlar aldığımı iddia edemem.
Ama bu adımları atmak çoğu zaman akış moduna geçmemi kolaylaştırıyor, işlerimi yapma hızımda ve çıktılarımın kalitesinde ciddi bir artış sağlıyor.
İşte akış moduna geçiş sürecimin adımları:
1-Dış Dünya ile İlişkiyi Kesme
Zihnimi akışa kaptırmak için ilk yaptığım şey dış dünya ile ilişkimi kesmek oluyor.
İki çocuklu bir evde gün içinde bunu yapmak oldukça zor olduğundan bazen sabahları çok erken kalkarak, bazende geceleri herkes yattıktan sonra işe odaklanmayı tercih ediyorum.
Dış dünya ile ilişkimi kesme anlarında televizyon ve cep telefonum mutlaka kapalı oluyor. Yazı yazacağım için bilgisayarımı açık tutuyorum ama onda da bildirimleri kapatıyorum.Dikkatimi dağıtabilecek dış girdileri mutlaka engelliyorum.
2- Beş Dakikalık Meditasyon Seansı
Dış dünya ile ilişkimi kestikten sonra kendimi kısa bir nefes meditasyonuna veriyorum.
Bunu yaparken YouTube’da kolayca bulabileceğimiz meditasyon videolarından yararlanıyorum.
Basit derin nefes alış teknikleri ve düşüncelerimin farkına vararak zihnimin içindeki gürültüyü azaltmaya çalışıyorum.
3-Fiziksel Ortam Hazırlığı
İnsanın akış modunda olabilmesi için fiziksel ortamın önemi büyük.
Evdeyken şanslıyım çünkü oldukça büyük ve kısmi ses yalıtımı olan bir çalışma odam var. Odanın iklimlendiricisi de olduğundan rutubet ya da aşırı sıcak gibi dikkat dağıtıcı faktörlerden kendimi uzak tutabiliyorum.
Ayrıca rahat bir çalışma koltuğu ve masa da odaklanmam önündeki engelleri kaldırıyorlar.
Eğer ev dışındaysam mutlaka dış ses engelleyici kulaklıklarımı yanımda taşıyorum. Bu kulaklıklardan dinlediğim ve Spotify’da kolayca bulabileceğiniz “konstantasyon” müziklerinin çok büyük faydasını görüyorum.
Evdeyken de müzik sistemimden hafif bir müziğin odayı doldurmasını bayılıyorum.
4-Okuma ve İzleme
Benim işim yazmak, çizmek ve anlatmak.
O gün üreteceklerime kafa yormadan önce başka içerik üreticilerinin yaratımlarını incelemek bana çok ilham veriyor.
Medium ve Pocket gibi “uzun yazı” platformlarından bir-iki içerik okumak ya da YouTube üzerinden bir iki eğitici veya motive edici video izlemek beynimin yaratıcı bir akış formuna geçmesinde bana müthiş yardımcı oluyorlar.
Ayrıca Bakınız; 20'li Yaşlarda Kendime Vereceğim 8 Öğüt
5-Kahve
Burnuma bayram ettiren bir kahve kokusu ve damağımı şenlendiren bir kahve tadı akış moduna geçmek için olmazsa olmazlarım.
Bu yüzden evimdeysen iyi bir kahve pişirmek, dışarıysam en yakın Starbucks’a gitmek benim için kaçınılmaz.
Evet, benim akış moduma geçişim bu adımlardan oluşuyor. Siz ne alemdesiniz?
Bu arada ''Başarı İçin Sabah Rutinleri'' e rehberimiz de akış moduna nasıl geçileceği, o modda nasıl kalınacağı hakkında size yol gösterecektir.
Son bir ekleme:
Eğer benzer içeriklerden ilham almak ve hayatınızı dönüştürme cesareti bulmak isterseniz Haddini Aş E Bülten ailemize hevesle bekleriz.
Comments